Ebola Salgını

Viral hemorajik ateş etkenlerinden olan zoonotik bir virüstür. İlk salgın Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde Ebola nehri yakınında bir köyde başladığı için bu nehrin ismi verilmiştir. Ebola Virüs Hastalığı olarak adlandırılmıştır. Nadir ve ölümcül bir hastalıktır.

Filoviridae ailesi Ebolavirus, Marburgvirus ve Cuevavirus olarak üç cinsten oluşur. Ebolavirus cinsinin altı türü (Zaire, Sudan, Bundibugyo, Tai Forest, Reston ve Bombali) tanımlanmıştır. Zaire türü en öldürücü insan patojenlerinden biridir.

Ebola'lı bir kişi, semptomlar ortaya çıkana kadar bulaştırıcı değildir. Virüs insanlara yabani hayvanlardan kan ve vücut sıvıları ile bulaşır. Direkt hayvanlardan insana ve insandan insana geçiş bildirilmiştir. Ebola bir solunum yolu hastalığı değildir, bu nedenle hava yoluyla bulaşmaz. En sık Ebola'ya yakalanan veya ölen bir kişinin kanı ve diğer vücut sıvıları (idrar, dışkı, tükürük, kusmuk, ter ve meni gibi) ile doğrudan temas yolu ile yayılmaktadır. Semende 82 gün, anne sütünde 16 ay süresince virüs gösterilmiştir. Ebola'dan iyileşen bir erkeğin spermi ile bulaştığı bildirilmiştir. Ebola virüsü hastalığından iyileşen kişilerde virüsün kalıcılığı, potansiyel olarak yeni salgınlar için enfeksiyon kaynağı olabileceği endişesi vardır. Ebola hastalarıyla yakın temasta bulunan sağlık çalışanları, enfekte vücut sıvılarıyla temas edebilecekleri için hastalığa yakalanma açısından en yüksek risk altındadır. Meyve yarasaları ve primatlar Ebola virüsünün doğal konağı olarak düşünülmektedir.

1976-2013 yılları arasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde ve Sudan’ın Nzara kentinde salgınlara neden olmuş. Yüzden az vakayı içeren salgınlar bildirilmiş. Vaka ölüm oranı %90 bulunmuş. 2000’li yılların başında Uganda’da yüzlerce kişi, 2012 yılında ise 17 kişi hastalık nedeni ile hayatını kaybetmiştir. 2013 yılında hastalık Batı Afrika’da yayılmıştır. Zaire virüsünün 2014 de Batı Afrika’da yaptığı salgının kontrol altına alınması 2 yıldan uzun sürmüş. Laboratuvar olarak doğrulanmış 15000’den fazla olmak üzere toplam vaka sayısı 29000 bildirilmiştir. Vaka ölüm oranı %40 bulunmuştur.

14 Ekim itibari ile Uganda başkenti ve 5 ilçede 668 temaslı, 74 vaka, 39 ölüm bildirilmiştir. Uganda devlet başkanı tarafından önlemlerin arttırıldığı bazı bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildiği iki şehirde ise giriş çıkışların yasaklandığını açıklandı.

Ebola'nın inkubasyon dönemi ( 2 -21 gün) ortalama 6 ila 12 gündür. Klinik, halsizlik, yorgunluk, ateş(≥38.0°C), boğaz ağrısı, şiddetli baş ve kas ağrıları ile tipik olmayan ateşli sendrom şeklindedir. Mide ağrısı, ishal ve kusma sıklıkla ilk günlerde gelişir. Dehidratasyona neden olmaktadır. Nadiren makülopapüler döküntü gözlenmiştir. Kırmızı göz, hıçkırık ve morarmalarda bildirilmiştir.

Geleneksel "Ebola kanamalı ateşi" ismine rağmen, hastaların çoğunda majör kanama bulunmaz. Ciddi kanamalar sadece hastalığın son döneminde bildirilmiştir. Öyküde semptomların başlamasından itibaren 21 gün içinde virüse maruz kalmak önemlidir. Hastaların bir kısmında ikinci haftasında hipotansiyon, elektrolit dengesizliği ile birlikte ölümle sonuçlanan çoklu organ yetmezliği ve şok gelişmektedir. Bu dönemi atlatan iyileşme belirtileri gösteren hastalar enfeksiyondan kurtulmaktadır.

Ebola virüsü hastalığı olan hastalarda tipik olarak lökopeni, trombositopeni ve serum transaminaz yükselmelerinin yanı sıra pıhtılaşma anormallikleri gelişir. PT, PTT uzar, fibrin yıkım ürünleri artar. Renal yetmezlik bulguları vardır. Diğer laboratuvar bulguları hipoalbüminemi, hipoglisemi ve yüksek amilaz seviyelerini içerir.

Özet:

Etken zarflı RNA virüsüdür. Ebola virusu hastalığı salgını yaşanmaktadır. Kişiden kişiye vücut salgıları, kan ve kontamine eşyalarla yayılabilir. Hastalık tipik ateş, ağrı, yorgunluk semptomlarından, ishal ve kusmaya doğru ilerler.

Korunma önlemleri çok önemlidir. Hastalara hızlı tanı konulmalıdır. Anamnez çok önemlidir. Sıkı temas izolasyon önlemlerine çok sıkı uyulmalıdır. Koruyucu ekipman kullanımına dikkat edilmelidir. Temaslılar izlenmelidir.