Maymun Çiçeği Hakkında Bilgilendirme
Sayın Meslektaşlarımız,
Değerli meslektaşımız Doç. Dr. Aysun Yalçı tarafından hazırlanan Maymun çiçeği hastalığı hakkında bilgileri sizlerle paylaşmak isteriz.
Saygılarımızla
Türkiye EKMUD
Maymun Çiçeği
Maymun çiçeği (monkey pox) ilk olarak 1958’de araştırmalar amacıyla takip edilen maymunlarda çiçek benzeri tablonun görülmesi ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de maymun çiçeği olarak adlandırılmıştır. İnsanda ilk olarak 1970 yılında Kongo’da rapor edilmiş, sonrasında da orta ve batı Afrika’da insanlarda görülmüştür. Afrika dışında da seyahatlere ve hayvan ihracatına bağlı olarak vakalar bildirilmiştir. Afrika dışındaki ilk salgın 2003 yılında Amerika’da görülmüş ve Gana’dan ithal edilen çayır köpekleri ile ilişkili bulunmuştur. Mayıs 2022’de endemik olmayan ülkelerde maymun çiçeği vakaları rapor edilmeye başlandı. İngiltere’de 6 Mayıs’ta tespit edilen maymun çiçeği İngiltere dışında İspanya, Portekiz, ABD, Kanada, İtalya gibi ülkelerde de görüldü. Buralarda görülen vakaların bir kısmı Afrika ile teması olmayan vakalar olması nedeniyle heyecan verici bulundu.
Doğal konak bilinmemekle birlikte Afrika kemirgenleri ve maymun benzeri hayvanlar olabileceği düşünülmektedir. Bulaş enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları ve deri döküntüleri ile direk temas sonucu gerçekleşmektedir. İnsandan insana bulaş oldukça zor olup enfekte kişinin solunum sekresyonları, deri döküntüleri ve kontamine cisimlerle olmaktadır. Solunum sekresyonları ile bulaş için yakın ve uzun süreli temas gereklidir. Kuluçka süresi 5-21 (ortalama 6-13) gündür. Ateş, halsizlik, kas eklem ağrıları, baş ağrısı ve lenf bezlerinde şişmeler ile başlayan hastalığın 1-3. gününde döküntüler ortaya çıkmaya başlar. Döküntüler gövdeden çok yüz ve ekstremitelerde (kol ve bacaklarda) görülür. Döküntüler içi sıvı ile dolu olup miktar olarak çok fazla olabilir. Genel olarak kendi kendini sınırlayan bir hastalık olsa da ağır vakalar görülebilir. Son yıllarda ölüm oranının %3-6 olduğu bildirilmiştir. Tespit edilen vakalar virusun henüz toplumda çok yaygın olmadığını gösteriyor. Çiçek hastalığı ile aynı aileden gelen virusa karşı yapılmış olan çiçek aşısı koruyucu ancak çiçek hastalığı dünyadan kalktığı için uzun yıllardır (1980’den beri) aşı yapılmamaktadır. Bu nedenle 40 yaşlarından küçükler daha duyarlı olabilir. Çiçek aşısının %85 oranında koruyucu olduğu ve hastalığın daha hafif geçirilmesine neden olduğu bilinmektedir. Eski yıllarda kullanılan çiçek aşısı çok etkili olmasına rağmen yan etkileri fazladır, bu nedenle yeni bir çiçek aşısı modifiye çiçek aşısı Ankara 2019’da geliştirilmiştir. Etkili ve güvenli olduğu yapılan çalışmalarla gösterimiştir. Eğer ülkede aşı mevcutsa riskli gruba uygulanabilir. İngiltere’de yayılımın önlenmesi için hastalarla temas etmiş olanlar aşılanmaya başlandı.
Ülkemiz bu hastalık için riskli mi?
İstanbul’un ülkeler arası yolculuk için transfer noktası olması riski artırmaktadır. Ancak bu güne kadar ülkemizde bildirilen vaka olmamıştır. Sağlık personelinin bu hastalıkla ilgili olarak tetikte olması vakaların kaçırılmaması için önemlidir. Hekimlerimize eğitimler verilerek bu konudaki bilgileri ve farkındalıkları artırılmalıdır. Sağlık bakanlığı tarafından da gerekli önlemler alınacaktır. Hasta tespit edilmesi durumunda izolasyon çok önemlidir. Şüphe edilen vakalarda referans laboratuarlarına örnekler gönderilmelidir.