HİÇ SİZ, KENDİNİZİN YA DA SEVDİĞİNİZİN/SEVDİKLERİNİZİN HIV İLE ENFEKTE OLABİLECEĞİNİZİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
Ülkemizde 1985 yılında ilk AIDS vakasının tanınmasının ardından geçen 33 yılda HIV enfeksiyonu ile ilgili önemli aşamalar kaydedilmiştir. Günümüzde virus ile enfekte bireyler, tedavi almak kaydı ile kronik viral enfeksiyon seyri ile neredeyse normal yaşam sürelerine sahip olmaktadırlar ve anneden bebeğe hastalığın geçişi sıfırlanma noktasındadır.
Haziran 2017 itibarı ile çoğu Sahra altı Afrika’da olmak üzere, 17,8 milyonunu kadınların, 2,1 milyonunu ise 15 yaş altı çocukların oluşturduğu toplam 36,7 milyon HIV ile enfekte birey vardır. Yeni enfeksiyonlar ve HIV ile ilişkili mortalite dünyanın çoğu bölgesinde azalmakla birlikte, ülkemizin de içinde bulunduğu bazı bölgelerde halen yeni enfeksiyon oranlarında artış söz konusudur.
Avrupa’da her üç hastadan biri durumundan habersiz olup, hastaların yaklaşık yarısına tanı geç konulmaktadır. Geç tanı ise tedavi başarısızlığına ve daha dramatik olanı ise daha fazla bulaşa yol açmaktadır.
Türkiye’de olguların çoğunluğunu erkekler ve temel bulaş yolunu ise cinsel ilişki oluşturmaktadır. Yine Mart 2018 itibarı ile ülkemizde HIV ile enfekte birey sayısı 16.233 olmuştur. Ancak sevindirici olarak hastalık ilişkili ölümlerde belirgin azalma söz konusudur. Tüm dünyada HIV enfeksiyonu için eylem planı olarak 2030 yılına kadar yeni enfeksiyonların sıfırlanması, HIV enfeksiyonu ilişkili ölümlerin sıfırlanması, enfekte bireylerin daha uzun ve sağlıklı yaşama kavuşması, hastalık ile ilgili ayrımcılığın olmaması şeklinde bir hedef belirlenmiştir.
HIV testi yaptırmak isteyen herkes, HIV taşıyan ya da taşıdığı düşünülen birisiyle cinsel ilişkisi olanlar, korunmasız cinsel ilişki (anal, vajinal, oral) yaşayanlar, ortak enjektör kullanan bireyler, yeni tanı almış cinsel yol ile bulaşan hastalığı olanlar, gebeler ve emzirenlere mutlaka HIV testi yapılmalıdır.
HIV’in birçok vücut salgısında bulunduğu ancak sadece kan, meni ve vajinal salgılar aracılığı ile bulaştığı, vücutta yara veya kesi olmadıkça normal deriden virüsün geçmediği unutulmamalıdır. Doğum ve emzirme sırasında bulaşabildiği akılda tutulmalıdır.
AIDS henüz aşısı olmayan, ancak KORUNULABİLİR bulaşıcı bir hastalıktır. Korunma ise eğitim ile mümkündür. Eğitimde temel noktalar kondom kullanımı, doğru atık yönetimi, riskli durumlardan kaçınmaktır.
“HERKESİN KENDİ SAĞLIĞINI KORUMASI BİLİNCİ” geliştirilmelidir.
Ancak enfekte olunduğunda tedavisinin olduğu bilinmelidir; erken tanı ve tedavi ile sağlıklı ve uzun bir yaşam sürülmesi mümkündür.